15 Kasım 2014 Cumartesi

İsmet İnönü ve Harf İnkilabı Yorumu (Yalancıların Bir Mumu Daha Söndü)

İnternette özellikle harf inkilabına muhalefet etmek için İsmet İnönü'nün ağzından söylenmiş gibi gösterilen bazı sözler vardı. Hatta bunları sadece yazı şeklinde değil, resim formatlarına çevirerek twitter ve facebook üzerinden paylaşılmıştı. Bu yazılanların doğru olmadığını ben biliyordum, fakat bu sözler o kadar çok kullanya başlandı ki, bu sözlerin doğru olduğunu muhalefet etmeyenler bile kabul etmişti. Bu yüzden bir yalanı daha ortaya çıkarmak gerekti.

İnternette dolaşan metin bu;
 "Harf devriminin tek amacı ve hatta en önemli amacı, okuma yazmanın yaygınlaşmasını sağlama değildir. Okur-yazar oranının düşük oluşunun yegâne sebebi alfabenin öğrenilmesinin zor olması değildi. Uzun yıllar devlet, eğitim sorununa eğilmemiş, kütlesel eğitime önem vermemişti. Devrimin temel gayelerinden biri yeni nesillere geçmişin kapılarını kapamak, Arap-İslâm dünyası ile bağları koparmak ve dinin toplum üzerindeki etkisini zayıflatmaktı. Yeni nesiller, eski yazıyı öğrenemeyecekler, yeni yazı ile çıkan eserleri de biz denetleyecektik. Din eserleri eski yazıyla yazılmış olduğundan okunmayacak, dinin toplum üzerindeki etkisi azalacaktı.”
Kaynak: İsmet İnönü Hatıralar Cilt 2, Sahife 223 Bilgi Yayınevi 1985

İsmet İnönü'nün ne kadar dindar bir insan olduğunu bilmesem, belki bir nebze inanırdım, içime kuşku düşerdi ama nafile. Gelgelim o dönemde "Arap-İslam dünyası" diye bir tabiri kullanmak İsmet İnönü'nün aklına bile gelmez. Ayrıca; bahsedilen kitabın 2.cildi 1985'te değil 1987 de çıkmıştır, uyduran bunu bile bilmiyor. Bu uydurma biraz "Atatürk'ün Annesine Atılan İftira"ya benzemiş, dil ve mantık hataları var. Neyse fazla uzatmadan orjinalini görelim;
 


Diyor ki;
"Esas olarak Harf İnkılabı'nın taraftarıyım. Başlangıçta gösterdiğim mukavemet, anlattığım sebeplere dayanıyordu ve Atatürk benim bu mukavemetimi samimi olarak karşılıyordu. Kendisi; bir emrivaki yaparak bu inkılabı kabul ettiririm, İsmet Paşa'nın söylediği doğru, ben de uyarım, hep beraber çalışmalıyız, çalışırız, olur biter diye düşünüyordu. Onda böyle samimi bir kanaat vardı.
Bugünlere ait bir olayı hatırlarım. Atatürk, yanında bazı kimseler olduğu halde, bir yerde çalışıyor. Önünde eski yazıyla yazılmış birçok kâğıt var. Akşam üzeri ben kendisini görmeye gittim. İsmet Paşa geliyor, diye haber verirler. Hepsi telaşa düşer. Masanın üzerindeki kâğıtları kaldırırlar.
Sözünde duruyor. Fakat acele bir iş yapılacağı zaman ve onun istediği vesika veya notu herkes kolayına geldiği gibi eski yazıyla verince ne olacak? Tabii çaresiz bir vaziyet.
Bu son zamanlarda bile, koalisyon hükümeti olarak çalışırken, bakarım yanımda oturan Alican defterini çıkarır, eski yazı ile yazar. İçimden, şartlar müsait olsa ben sana gösteririm, derim. Bırakalım bunu, kendi partimizin adamına bir şey yapamaz hale geldim. Şimdi serbest... Herkesin cep defterine ne karışırsın, oldu...
Harf İnkılabı bir okuma yazma kolaylığına bağlanamaz. Okuma yazma kolaylığı Enver Paşa'yı tahrik eden sebeptir. Ama, Harf İnkılabı'nın bizde tesiri ve büyük faydası, kültür değişmesini kolaylaştırmasıdır. İster istemez Arap kültüründen koptuk. Arap kültürünün ve Arap dilinin tesiri hakkında, yeni nesiller bizim kadar fikir edinemezler. Bir misal olarak söylemek isterim: Benim çocukluğumda kültür sahibi adamlar, Türk dilinin kifayetsizliğinden, eksikliğinden meyus olarak bahsederlerdi ve bunun için cemiyet içinde hem Türkiye diye bir millet olarak Araptan ayrılığı kaldırmalıydık, hem de sağlam bir dile kavuşmak maksadıyla Arapçayı kabul etmeliydik, derlerdi. Yani vaktiyle devleti kurarken ve Türk dilini yaparken Arap dilini kabul etmek doğru olacaktı, görüşünü hararetle savunurlardı.
Anadolu'da ilk Türk devletini kuranların hepsi Türk beyi olarak devlet başına geçmişler ve milli hususiyetlerini muhafaza etmişlerdir. Sonra Osmanlılar devrinde, edebiyat vesilesiyle dil ihtiyacı genişledikçe sanatı Arap dili üzerinde işlemek hevesi milli kültürü zayıflatmıştır. Bizim devrimizde Latin harflerine geçmek Türk dilini ve milli kültürü kurtarmak için esaslı bir etken olmuştur.
Şimdi, bütün sapmalara rağmen, yazıyı yeni harflerle öğrenmiş olanlar eski harflere dönemezler. Kuran kursuna gidenler için de böyledir.
Harf İnkılabı'nı burada bağlayacağım. İnkılap ilan edildiği zaman herkes iki yazı ile başladı. Hükümet başında bulunduğum için gayet sıkı ve ciddi takip ederek devlet dairelerinden eski yazının kalkmasına çalıştım. Ne kadar sürdü, şimdi söyleyemeyeceğim, fakat asgari bir müddet zarfında resmi dairelerden eski yazı kalktı. Devlet memurları içinde eski yazıyı müsvedde olarak kullanmakta devam edenler, bu yazıyı bilmeyen insanlar memur olup işbaşına geldikçe, tabiatıyla seyrekleşti.
Harf İnkılabı', kadınların cemiyete girmesi ve erkeklerle eşit hale gelmesi, ancak zamanla yerleşecek inkılaplardır. Bunu bilerek inkılapları değerlendirmek lazımdır."


Yazılanlar ortada. İsmet İnönü, Arap kültüründen koptuk diyor, inkilabın amaçlarından biri buydu diyor. Bu durum ülkemizdeki Arap sevicilerini rahatsız ediyor haliyle. O dönemde eğer ilerlemek istiyorsan iki seçenek vardı; 1-Arapçayı toptan alıp, Türkçeyi sileceksin. 2-Türkçeyi ihya edeceksin. Hepimizin bildiği gibi ikinci seçenek uygulandı. Doğru olan yapıldı. Gel gelelim Osmanlıca'nın kullandığı alfabe Arap alfabesi bile değil, Arapların kullandığı alfabeyi kullansak zaten Türkçe diye bir şey kalmazdı, o yüzden Fars Alfabesi kullanmışızdır, Bunun sebebi, Fars alfabesinde, Arap alfabesinden fazla sesli harf olmasıdır. Bu bile Türkçe'ye uygun olmadığından, okuma yazma bilenler Türkçe kelimeleri yazmada zorlandıklarından kısa yolu kullanarak Arapça ya da Farsça kelimeler kullanmışlardır. Zaten bu durum da yapay bir dil olan Osmanlıca'yı doğurmuştur.

Harf Devriminde amaç bellidir. Amaç, yapay bir dil olan Osmanlıcanın yerine gerçek kimliğini bulmuş Türkçeyi yerleştirmek ve böylece açık seçik bir ortak dilin sağladığı yararları tüm ulusa sunmaktır. Hiç kuşkusuz dil, bir milletin adeta var olduğunun kanıtıdır.

83 yorum:

  1. teşekkür ediyorum emekleriniz için... paylaşıyorum izninizle...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kemalist donem girtlagina kadar sahteliklerle, yalanlarla dolu idi.
      Prof Ekrem Bugra Ekinci bu harf devrimi konusundaki kisa konusmasinda bile bakin kac tane o donemin yalanini ortaya cikariyor. Videoyu seyrederken saymaya calisin.

      https://www.youtube.com/watch?v=CY6a3pRTPI8

      Mustafa Kemal Sabatayist'ti; dolayisiyle Islamiyeti sevmezdi. Icraatlarinin cogu Islam'i bitirmek icindi. 1923'e kadar herkesten cok Musluman gorundu o baska. Fakat diktator olduktan, orduyu ele gecirdikten sonra Islam'i bitirmek icin elinden gelen her sey yapti.
      Alimleri asti; halifeligi kaldirdi; tekkeleri zaviyeleri kapatti; Kuran'in ogrenilmesini ve ogretilmesini yasaklayan Tevhid-i tedrisat kanunu cikardi. Mehmet Akif Ersoy 600,000 ilim ehli Muslumani katlettirdigini soyluyor. (Kaynak: Kazım Karabekir, Paşaların Kavgası; Emre Yayınları, Aralık 1991, s 165)
      Ve tabi alfabeyi degistirdi. Latin alfabesini kabul etti. Sirf Islam'i ve Osmanli kitaplari okunamasin, bilinmesin diye.

      Prof. Ekinci'nin anlattigi gibi butun alfabeler aslinda Arap alfabesinden cikmisti. Bir milyondan fazla kelime vardir Arap alfabesinde. Ogrenilmesi ve yazilmasi diger alfabelerden daha kolaydir. Mesele alfebenin zorlugu kolayligi degil, Islam'a olan Sabetayist dusmanligidir.
      Su videonun 8:52 dakikasinda Mustafa Kemal icin Paris;te bir Sefardik Yahudi tapinaginda duzenlenen cenaze toreni resimlerini goreceksiniz. Iki silindir sapkali TC sefaret temsilcisi de oradaydi. Yani, Turkiye'de yapamadiklari toreni orada yapmislardi.
      https://www.youtube.com/watch?v=e9ikrTxVamE

      Iki Yahudi yazarin yazdigi asagida linkini verdigim kitapta da, ayni Paris cenaze toreni tasfir ediliyor. Kaynaga ulasabilirsiniz. Julia Philips Cohen, Sarah Abrevaya Stein, “Sephardi Lives: A Documentary History, 1700–1950,” pp 369-370 https://books.google.com/books?id=LzNBBAAAQBAJ&pg=PA369&lpg=PA369&dq=Mustafa+Kemal+Paris+synagogue&source=bl&ots=r1T5Jl1Ea-&sig=MiORiy66uE56uqntMsT4JQxMaiU&hl=en&sa=X&ved=0ahUKEwi016KAtsfXAhXLKyYKHXyzBy8Q6AEIOTAF#v=onepage&q=Mustafa%20Kemal%20Paris%20synagogue&f=false

      Sil
  2. Rica ederim. Tabii ki paylaşabilirsiniz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Allahın aptalı İslamcılar İslam dünyası orada put gibi duruyor kimsenin ilişkilerinizi durdurduğu yok bu zaten dil devrimiyle olmaz,ingiliz de kimse olmadı öküz islamcilar

      Sil
    2. Cahil cahil konuşma dingil. Yok islamcıymış yok şuymuş buymuş deyip insanları tahrik etme. Müslüman değilsen müslüman değilim de. Biz en azından senin gibi putçu değiliz. Azabın bol olur böyle zındık gibi yaşarsan demedi deme.

      Sil
  3. Herkes Mustafa Kamalın ne mal olduğunu biliyo. böyle şeyler sallayarak Bi şeyler yaptığınızı zannetmeyin

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. sizin ne mal oldugunuzu bulamadık bi türlü kenef agızlı iftiracı islamcılar

      Sil
  4. Kimin ne mal olduğu belli oluyor. Yazılanları yalanlayacak bir tanecik cümle kuramazsınız. Anca yalan söylersiniz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu arap seviceleri bir tane osmanlica türkü söylesin ben kabul edicem herşeyi

      Sil
    2. Sayın Fikr-i Sabit, Erdoğan Beyefendinin yorumunu anlamadınız sanırsam. Osmanlıca diye bilinen Arap-Fars-Türk karışımı dilde yazılmış Türkü yoktur demek istemiş.

      Sil
    3. Yahu arap etkisinden çıkalım diye değiştirdiklerini düşünsek bile Arap etkisinden çıktık, avrupa etkisine girdik iyi halt ettik. Yozlaşmanın bini bir para. Geyik yapmaya gelince herkes geyikçi, gerçek maksatları kimse idrak etmek istemiyor. Bana biri anlatsın, benim memleketimde musevinin cumartesi resmi tatil, hristiyanın pazarı resmi tatil, benim cumam iş günü. Ben babamla bir kez cumaya gidemedim. Bu adamlar salakmıydı bu kadar art niyetli değillerse?
      Avrupaya yalaklanacam diye ülkenin içine ettiler. Osmanlının kuyusunu 200 sene kazdılar sonrada vahdettin sattı diyorlar. Ulan şerefsizler 2. Abdulhamiti tahttan indiren yerine 5. Mehmedi geçiren ittihat ve terakki (yani sözde ileri görüşlüler) değillermiydi?
      Mehmet ölünce yerine vahdettini yine onlar tahta geçirmediler mi?
      Ülkeyi 1. Dünya savaşına gereksiz yere ittihat ve terakki sokmadı mı?
      Yapmayın Allah aşkına. Bizi islamdan uzaklaştırmak için ellerinden geleni yaptılar. Bu kadar basit. Kimse Türk milletinin aklıyla dalga geçmesin.

      Sil
    4. Bilmediğiniz ve anlamadığınız anlamak istemediğiniz şu; Osmanlıca bir dil değildir,bir yazım şeklidir, yani konuşma dili Türkçe olup sadece yazılışı latin alfabesi ile değil arap alfabesi ile dir.Siz latin alfabesine geçince konuşma dilimiz de değişti ahmaklığına inanıyorsunuz halbuki konuşma dili değişmedi sadece konuşulanların yazıldığı yazım harfleri değişti. Sistem arapça yazabilseydi size burada örenğini de verirdim ama imkanı yok.yukarıda yazdıklarımın hepsi latin alfabesi ile yazıldı.Ancak aynı şeyleri arap alfabesi ile de yazdığımda keilmelerin anlamı birebir aynı olacaktı.Cehaletin bini bir para sanıyorsunuz ki latin alfabesine geçince dilimiz kurtuldu. Bilakis geçmişle bağlarımız koptu, kendi tarihimizi okuyamaz olduk.Şimdi japonlar, çinliler, ruslar latin alfabesini kullanmıyorlar diye birbirlerini anlayamıyorlar mı, ya da gerimi kalmışlar.Atatürk muhakkak bu ülkeye çok faydalı şeyler yaptı ancak onu putlaştırıp yalakalık yapmakla geçmişi unutturamazsınız

      Sil
    5. keremjan yorum için teşekkürler. Cuma gününün tatil olmaması ne yazık ki ekonomik etkenlerden dolayıdır. Türkiye, Arabistan gibi petrol zengin bir ülke değil ve bu ülkenin borsasının ve ekonomik organlarının cuma günü çalışması gerekiyor. Gelgelelim "Medeni Kanun'a göre zaten Cuma gününün tatil olması gerekir, fakat söylediğim etkenlerden dolayı şuan mümkün gözükmüyor. Bu konuda açıkçası ben de mustaribim, cuma gününün tatil olması gerekir.

      2. Abdülhamit'in indirilmesi meselesini burada 1-2 cümleyle anlatılamaz. Fatih Sultan Mehmed'e 2 kez yeniçeriler tarafından darbe girişimi olmuştur fakat Fatih, bunları geri püskürtmüştür. 2. Abdülhamit'in bu darbe girişimini neden geri püskürtemediği ve yalnızlaştığını da iyi anlamak gerek. Mısır'ı vermişsin, Yunanistan gitmiş, Lbya gitmiş, giden gidene ve sen askeri ve ekonomik alanlarda ilerlemeyi yavaşlatacak adımlar atıyorsun, kız okullarını sadece İstanbul'da açıyorsun. Anadolu'da açılan bir tane okul yok, el insaf. Yıldızdan devleti yönetmeye çalışıyorsun fakat olmuyor. Mehmet Akif Ersoy'un deyimiyle "Yıldızdaki Baykuş" oluveriyorsun.

      1.Dünya Savaşı'na girmek mecburiydi. Savaşa girdiğimizde neyimiz kalmıştı ki zaten. İstemesek bile sokacaklardı. Burada önemli olan biz istediğimiz zaman girdik, sonucu da belliydi zaten. Son çıkan yayınları okuma fırsatı bulduysan da 2. Abdülhamit'in Almanya'ya olan hayranlığını görmüşsündür. 2.Abilhamit'in 2.Wilhelm ile olan fotoğrafı da çok iç acıtıcı bir anıdır gözümde.

      Son olarak yapılan devrimler neden değil, hepsi birer "sonuçtur." Bunu anladığınızda umarım geç olmaz. Saygılar

      Sil
    6. Adsız yorum için teşekkür ederim. Osmanlıca'nın bir dil olmadığı, bir yazım şekli olduğu konusunda hemfikiriz. Bu meseleyi zaten diğer yorumlarda da belirttim. Fakat Osmanlı'nın kullandığı alfabe Arap alfabesi de değildir, Fars Alfabesidir. Fars Alfabesinin kullanma sebebi ise fazladan sesli harflerin bulunmasıdır. Yukarıda yazdığınız yazının aynısını Arap harfleriyle birebir "yazamazdınız". Örneğin; "dil sözcüğü arap harfleriyle "ديل" şeklinde yazılır. "Del" diye okunur. Bu yüzden dil gitmiştir yerine lügat gelmiştir. "gel"-"kel"-"gül" ayrımı yoktur Osmanlıcada. Umarım anlamışsındır. Diğer yorumları oku daha iyi anlarsın. Saygılar

      Sil
    7. Tarih Yalanları kardeşim 2.Abdülhamid in Anadolu da tek bir okul açılmamış demişin.Ekonominin büyümesini yavaşlatacak eşyler yapmış demişin.Hayır yukardaki okuduğumda tarihten birşey biliyor sandım seni.Bide Almanya hayranı demişin.

      2.Abdülhamid zamanının ilk yıllarında ülke gelirleri 14 milyon du(tam hatırlayamıyorum yanlışsa affet) bunun %80 i borçlara gidiyordu. ve cari açık yükseliyordu.bide araya ruslara verilecek tazminat eklenince bu ekonomi nasıl çökmesin?Kurduğu yenilikler sayesinde ekonomi canlandı.O kurduğu fabrikalar demiryolları limanlar petrol kuyuları hiç mi kazandırmadı ülkeye katkı sanıyorsun?Duyunu umumiye yi kurarak ülke gelirlerinin %80 değil %35 i artık borçlara gidiyordu ve gelirler yükseliyordu.Giderler içinde saray masraflarını kıstı ve bazı maaşları kesip bazılarını azalttı.Bazı maliyetli işleri kendi şahsi parasıdan ödedi.

      2.Abdülhamid türk tarihinde en fazla okul açan kişidir.Anadaoluda yılda 400 okul açmakla rekor kırmıştır ve kimse hayla kıramamıştır.1908 de okuma yazma oranı okul artışından ve barış döneminden dolayı %50 civarına yükseldi ve o zamanlar için çok iyi bir oran.

      Sil
    8. Muhammed Bey yorum için teşekkür ederim. Düyûn-ı Umûmiye'yi iyi bir şey gibi anlatan ilk seni görüyorum. Ne kadar güzel bir şey değil mi devletin kendi vergilerini toplaması yerine yabancı devletlerin Devlet-i Aliye yerine geçip vergi toplaması, ve bu sayede gelirin %35'i borçlara gidiyor olması. Büyük hizmet!

      Muhammed Bey, "ya siyahtır, ya beyaz" anlayışından vazgeçmek gerekir. İman meselesinde bu çalışır fakat dünyevi işlerde insana "ya siyahtır, ya beyazdır" yaklaşımı saçmadır. 2.Abdülhamit'e karşı büyük saygı besleyen bir kişiyim fakat, sevdiğimiz kişileri överken sallamamak gerekir kanaatindeyim. Anadolu'da 400 okul diyorsunuz, o dönemdeki köyler vs belli zaten Anadoluda 15 milyon civarında bir nüfus var, nerede bu okullar? Verdiği eğitimin niteliği nedir? Açılan okulların büyük kısmı İstanbul içerisindedir, bunu bilmek gerek. 400 okul vs de açılmamıştır, orada kurnazlıklar yapılıyor, nedir bu kurnazlık? Eskiden rüştiye iken idadiye dönüştürülen okullar da yeni açılmış okul gibi gösteriliyor.

      Osmanlıda okuma-yazma oranı hiç bir zaman %15'i geçmemiştir. 1844 sayımına göre Osmanlı Devleti nüfusu 35 milyondur ve bunun da 21 milyonu müslümandır. 1897 istatistiklerine toplam öğrenci sayısı 1.331.243 kişi olup, bunun 848.943 kişisi ilkokul öğrencisidir. İlkokul öğrencileri arasındaki müslüman öğrenci oranı da %66,08’dir. Şimdi, Osmanlı'nın kendi verilerine dayanarak % kaçmış bir hesaplayın bakalım. Ek bilgi olsun size okuryazarlık oranları Avrupa’da şöyledir: Hollanda(%81), Almanya (%80), İngiltere (%76), Fransa (%69), İspanya (%30). Eyvallah.

      Sil
    9. Tarih Yalanları kardeşim sende sallıyorsun. Cumhuriyet istatistikleri 1927’de Türkiye’deki okur-yazar nisbetini % 8,1 verir. Fakat bu sayı hayli problemlidir. Acaba kasıt Latin harflerini bilenler midir? Zira 1903 Maarif Salnamesi’ne (yıllığına) göre, 19.929.168 nüfusun, 1.375.511’i talebedir. Bu sayının 868.879’u da ilkmekteptedir. Şu halde nüfusun %5’i ilkmektebe devam etmektedir. Orta, lise ve yüksek tahsilde veya gayrı resmî mekteplerde okuyan, hususi ders alan talebeler de vardır. Memur sayısı yüzbinleri bulur. 5-10 yaş arası çocuklar, nüfusun %10’u olduğuna göre, her 2 çocuktan biri talebedir. 1903’deki topraklardan 1923’te TC elinde kalanlar üzerinden hesap yapılırsa nispet artar. Zira burada yaşayan 12.516.308 nüfusun, 981.442’si ilkmektep talebesidir. Bu da nüfusun %8’i eder. Yeni rejimin verdiği okuryazar nisbeti, sadece ilkmektebe devam edenler kadardır. İstatistik mantığına göre geriye kalan nüfusun yarısının daha evvel mektebe gittiği düşünülecek olursa, okuryazar nisbeti %50’den aşağı olamaz. Çeyreği gitmişse, bu nisbet %30’lardadır. Şu halde iki istatistikten biri yalan söylüyor.

      1908-1914 arası sadece İstanbul gazetelerinin günlük tirajı 100 binin epeyce üzerindedir. Taşra gazeteleri de canlıdır. 1928’de İstanbul ve Ankara gazetelerinin (zaten yeni rejim, yüzlerce gazeteden sadece üçüne izin vermiştir) tirajı 19.700’dür. Bu, Osmanlı devrinden daha düşük bir seviye demektir. Cihan Harbi’nde okumuş kitlenin cephelerde eritilmesi bir yana; harf inkılâbı sayesinde “okur-yazar” kesim, bir günde “okumaz-yazmaz” hâle gelmiştir.

      Sil
    10. Tarih Yalanları 2.Abdülhamid borçların ödenmesi için Maliye Bakanlığı dışında Düyun-u Umumiye Komisyonu kurdu Düyun-u Umumiye Komisyonu ayrı bir Osmanlı hazinesi olarak geri kalan Osmanlı borçlarını ödemenin yanı sıra Rus savaşı tazminatını ve hükümetin eski tımar ve mukataa sahiplerine olan çeşitli yükümlülüklerini ödemek üzere kurulmuştu. Bu sayede indirilen borç yükü devlet bütçesinin ancak yüzde 20’sini oluşturduğundan artık katlanılabilir bir yük haline gelmişti. Sultan II. Abdülhamid bundan sonra kaybedilen gelirlerin yeniden sağlanması ve hükümetle ordunun yeniden borçlanmaya gerek kalmadan yaşatılabilmesi için mali reform programını uygulama yoluna gitti kardeşim
      Sultan II. Abdülhamid’in mali reformlarının ve Düyun-u Umumiye Komisyonunun çabalarının sonucu olarak toplam devlet gelirleri tahsilatında büyük bir artış görüldü:

      Muharrem Fermanından önceki yıl olan 1880-1881’de 1.615 milyon kuruştan 1898-1899’da 1.722.7 milyon kuruşa, 1906-1907’de 2.290.5 milyon kuruşa yükseldi.

      Böylece ilk 17 yıl içinde yüzde 7.4 gibi az bir artışa karşılık bundan sonra 1907’ye kadar reformlar kök saldıkça bu toplam artış da yüzde 43’e erişmekteydi. Bu gelirlerden Düyun-u Umumiye payına düşen bölüm ise aynı artışı göstermiyordu. 1881-1882’de toplamın yüzde 6.02’si olan bu pay 1898’de yüzde 7.7’ye çıkmıştı. düşünüldüğü gibi duyunu umumiye kötü bir kurum değildir çarpıtılıyor bazı şeyler

      Sil
    11. Bir anda Türkçe'n düzeldi, tebrik ediyorum. Nereden kopyala yapıştır yaptıysan bir daha o siteye girme :)

      Yazıyı yazan şahıs, 1927 nüfus sayımında Latin harf bilenler mi sayıldı diyor, daha Harf Devriminin 1928'in Kasımında yapıldığından habersiz, saçmalamış. "İstatistik mantığına göre nüfusun yarısı mektebe gitmiş olsa ..." hay senin istatistik mantığına! Mevcut durumda %8 gidiyorken önceki toplam nüfusun nasıl %50si okula gitmiş oluyor. :D

      Sana bir kitap önereceğim, Osmanlı devlet arşivlerinin derlendiği bir kitaptır bu. Adı "Osmanlı Devleti'nin İlk İstatistik Yıllığı 1897", bu belgeler kitabında, Osmanlı'nın ilk nüfus sayımları, okuma-yazma oranları vs vardır. Osmanlı senin bu dediğin hakkında neler söylüyor bu kendin gör bakalım. Saygılar. Ha bu arada tekrar edeyim Osmanlı'da okuma-yazma oranı %15'i geçmemiştir.

      Sil
    12. Bu yorum yazar tarafından silindi.

      Sil
    13. Verileri aklımda tutacak değilim admin. Aklımdakileri dökmüş yazıyı kopyala yapıştırla sana vermek suç değil sadece zaman kazanıyorum. Sen yorumu düzgün okuduğunu sanmıyorum, okuduysan matematikte yanlış hesapladın.

      Sil
    14. Eger bir kisi inonuye dindar diyebiliyorsa su soruya cvp vermeli :dindar ne demek?yaa arkadas inanamiyorum yaa...hic mi o donemde yasamis ve ayni zamanda dindar olan birileriyle konusmadin yada yasayanlarin cocuklariyla(dindar olanlarin)bir istişaren olmadi...

      Sil
  5. Diller zenginliktir. Boşuna "bir dil bir insan" dememişler. Bu konuda Kuranda çok güzel bir ayet var:
    "O'nun âyetlerinden biri de göklerin ve yerin yaratılması, dillerinizin ve renklerinizin değişik olmasıdır. Şüphesiz bunda, bilenler için ibretler vardır." RUM 22

    YanıtlaSil
  6. Sayın admin özellikle şu ataürkün KURAN a safsata dediğini saçmalayanlara verdiğiniz cevap çok mantıklıydı.Paylaşıyorum internette.Ayrıca o son meclis konuşmasında"GÖKTEN İNDİĞİ SANILAN KİTAP"lafı tamamen bir cımbızlama ürünüdür.Dakikalarca süren atatürkün meclis konuşmasının sadece 50 saniyesini cımbızlayarak ona iftira atılmaktadır.Google a "önder öcalan bahçeli"yazarsanız cımbızlama taktiğinin bahçeliyi pkkyı övüyormuş gibi gösterdiğini bile görürsünüz.Bahçeliyi tanımayan bir adam bu laflarıyla bahçelinin PKKlı olduğunu rahatça anlar.Bu yüzden atatürkü tanımayanlar ona bu cımbızlama üstünden iftira atıyor.Ayrıca medeni bilgiler kitabı atatürke ait değildir.Sitenizdeki atatürkün mektubundaki el yazısıyla ordakini karşılaştırın atatürkün olmadığını görceksiniz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kazım Karabekiri nin Paşaalrın kavgası ktabında Mustafa kamal in Kazım karabekire ne dediğini bilmiyorsun sanırım.yazık.

      Sil
    2. Atatürk'ün Kazım Karabekir'e ne dediğini bilmiyorsun sanırım. Ne yazık!

      Amacımız, o ne dedi bu ne dedi değil beyefendi. Sidik yarıştırmıyoruz burada, söylenenlere ve yapılanlara bakın.

      Sil
    3. Tarih Yalanları

      Dini ve namusu olanlar kazanamazlar, fakir kalmaya mahkûmdurlar. Böyle kimselerle memleketi zenginleştirmek mümkün değildir. Onun için önce din ve namus telâkkisini kaldırmalıyız. Partiyi, bunu kabul edenlerle kuvvetlendirmeli ve bunları çabuk zengin etmeliyiz. Bu suretle kalkınma kolay ve çabuk olur..”


      Evet Karabekir, arap oğlunun (haşa Peygamberimizin) yavelerini (saçmalıklarını / yalanlarını) Türk oğullarına öğretmek için Kur’ân’ı Türkçeye tercüme ettireceğim. Ve böylece de okutacağım. Ta ki budalalık edip de aldanmakta devam etmesinler…


      Hocaları toptan kaldırmadıkça hiçbir iş yapamayız. Bugünkü kudret ve prestijimizle bugün bu inkılâbı yapmazsak hiçbir zaman yapamayız.. ilk Fethi Bey grubundan işittiğim bu yeni inkılâp zihniyetini İsmet Paşa da bir çırpıda tamamlıyordu. Aradaki
      zaman fasılaları kendiliğinden ortadan kalkarak bu üç şahsiyetin üç maddelik programı kulaklarımda tekrarlandı:

      1 — İslâmlık terakkiye manidir.
      2 — Arap oğlunun yavelerini Türklere öğretmeli.
      3 — Hocaları toptan kaldırmalı.

      daha fazlası var kardeşim

      Sil
    4. Beyefendi, bunların bir kısmı safsata bir kısmı iftira! Bu söylenenleri gelin bir inceleyelim. Bir kişinin, belli bir fikre sahip olup olmadığını anlamak için yapmanız gereken şudur; o kişi o fikri uygulayabilecek güce geldiğinde ne yaptı? O fikrin gerekliliklerini uyguladı mı uygulamadı mı?

      1-) Atatürk, hayatı boyunca partisinde en büyük söz sahibiydi. Beyfendi hatırlatırım ki, Demokrat Parti CHP içinden çıkmadır. Adnan Menderes, Celal Bayar gibi adamları CHP'ye davet eden Atatürktür. Partide adam alımı liyakate göre yapılmıştır, yeri gelince eski din adamları alınmış yeri gelmiş başka işler yapan adamlar alınmış. Kısacası parti Kazım Karabekir'in iddaa edildiği gibi doldurulmamıştır.

      Diğer meseleleri başka yorumlarda cevapladım, tekrar etmek istemiyorum. Kopyala yapıştır yapmaya devam edersen de yorum yapmana izin vermeyeceğim. Teşekkürler

      Sil
    5. Demekki dindarsan iyisini dinsizsen ülke yönetmek hakkında yok niye dininden başka herşeye muhalefet edenlerden oy alamazsınız vay be dinciler deki akıla bak🦍

      Sil
  7. 22 ve 23.cu satırda açıkça yazmış zaten paşanız diyor ki bu inkılapbizde kültür değişimini kolaylaştıracaktı açıkçası kültür değişimi bir toplumun geçmişi yani dili dini bu sayede dilini değiştirerek bu kesimin değişimini sağlamak istediler siz aksini yazıyorsunuzama kendinizleçelişiyorsunuz paşanız zaten açıkça yazmış ;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 100 bin traj yalanı Muhammed kasap sen nasıl yalancisin

      Sil
    2. Ne var bunda dinsiz mi oldu millet bunun cvb ver dilin öztürkçe oldu .İslamiyetten soğudu insanlar neredeyse sizin yüzünüzden İslam dünyası orada kimse araya girmiyor ilişki kurmanıza mahal yok yani

      Sil
    3. Ulan türban takan 1950,60,70,80 lerde bi tek kişi var mıydı dunkof islamcilar

      Sil
    4. Salak evladım 50-60-70-80 lerde türban takan varmıydı demişsin sen nerenin malısın ya cahilliğin dibindesin halat yetmiyor

      Sil
    5. Yurt sever denilen dingil ağzını topla. Herşeye maydonoz olan putçusun sen. Generip gidince ahirete bu havan Çapa’n kalmayacak. Galip olan Allah’tır.

      Sil
  8. Bu yorumu gerçekten inanarak mı yazdın bilmiyorum ama bir daha öncesini ve sonrasını oku istersen. İnkılaplarının amacı Arap kültüründen kopmaktır. Bu bir gerçektir, kimse bunun aksini söylemez. Yazımın sonunda dedim ki (22 ve 23. satırlarından sonra İsmet İnönü de bahsetmiş) "O dönemde eğer ilerlemek istiyorsan iki seçenek vardı; 1-Arapçayı toptan alıp, Türkçeyi sileceksin. 2-Türkçeyi ihya edeceksin. Hepimizin bildiği gibi ikinci seçenek uygulandı. Doğru olan yapıldı."

    Şunu tekrar ifade edelim, biz Arap değiliz "Türk"üz. Müslüman toplum olmamız Arap'lar gibi davranmamızı gerektirmez, aynı durum Avrupa için de geçerli, Avrupa'lı gibi de davranmak zoruna değiliz. Uzun lafın kısası İsmet İnönü neyin ne olduğunu açık bir şekilde söylemiş. Yapılan devrimler din-islam meselesi değildir. Kültür meselesidir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Biz Müslümanız Türküz Araplar gibi davranmamiz gerekmez deyip Müslüman Turkler olarak Hristiyan batılar gibi davranmaya zorlanildik Atamız tarafindan.Şapka takmaya zorlanildik yalan mı? İlk önceleri başı acık dolasabilmek özgürlüğü adına getirilen düzenleme Atatürk ilkelerine sahip çıkmak adına BAŞÖRTÜLÜLERE zulme dönüştü.Oysa Atatürk ün kıyafet inkılabı herkese başını açma zorunluluğu degil isteyen açık isteyen kapalı yaşayabilsin diye getirildi peki 80 kusur sene sözde Atatürkçü anlayışa sahip hukumet ler bunu nasıl uyguladı? Özellikle kamusal alan için soruyorum bugün başı kapalı ve açık 2 bayan yanyana çalışıyor devlet dairelerinde düzensizlik mi var ki bu milletin başı kapalı kızlarına yıllarca devlet dairelerinde çalışmayı yasak ettiniz?

      Sil
    2. Yorum için teşekkürler. Öncelikle kimse kimseyi şapka takmaya zorlamadı, şapka takmadığı için asılanlar da yoktur, tamamen palavradır bunlar araştırıldığında görülecektir. Bu argümana göre sarık takmak da zorlandı ya da fes takmak da zorlandı denilebilir, hatalıdır bu cümleler. Dediğiniz gibi Atatürk ilkelerine göre isteyen açık isteyen kapalı dolaşabilirdi, öngörülen buydu fakat pek öyle olmadı ne yazık ki! 80 yılda unutmayın ki Adnan Menderes, Turgut Özal ve Necmettin Erbakan hükumetleri de var. Bu kişilerin Atatürkçü olduğunu pek söylenemez sanıyorum.

      Zamanında başörtüsü konusu dini bir konu olarak değil siyasi bir konu olarak tartışılıyordu hatırlarsanız, savunan da karşı çıkan da siyasi bir tavır sergiliyordu ve bu çok antipati oluşturuyordu. Hatta konu başörtüsü bile değildi, konu "türbandı". Zamanında asker bile şöyle demişti:"Devlet dairelerinde yemeniyle baş örtülebilir fakat türbana izin verilemez." Çünkü zamanında konuştuğum bir çok kişi şöyle diyordu:"Bu türban nereden çıktı? Kim yarattı bu giyinme tarzını, tarihte ne Araplar ne de Türkler bu şekilde giyiniyordu!" Türban kelime olarak köken itibariyle bile Fransızca kökenliydi ! Ne demek istediğimi Google'a "Anadolu kadın giyim" ve "türban pardösü" yazarsanız anlarsınız. Yani yıllarca konu dini bir mesele olarak değil, siyasi bir mesele olarak tartışıldı ve bu siyasi görüşe karşı dini argümanları engellemek için "laiklik" öne sürüldü. Haksız duruma düşmeyi alçaklık sanan insanların yüzünden mesele zulme dönüştü! Fakat bugün başörtüsü birçok kesime ulaştı ve anlatıldı, dolayısıyla siyasi simge olmaktan çıktı ve daha çok yolumuz olsa da rayına oturdu diyebiliriz. Bu mesele yüzünden 90 yıllık tarihimize düşman olmak da elma ile armudu karıştırmak gibidir. Eyvallah

      Sil
    3. Tarih Yalanları kardeşim şu kaynağa bakmanı tavsiye eder ve kendi kafandan hikaye uydurmamanı tavsiye ederim http://belgelerlegercektarih.com/2016/04/10/sapka-yuzunden-hic-kimse-asilmadi-mi/

      Sil
    4. Ya hu! Şapka takmadı diye asılan 10 kişini adını buraya yaz, özür dileyeceğim. İskilipli Atıf, İskilipli Atıf papağan gibi aynı isim, İskilipli Atıf dediğin İngiliz Muhipler Cemiyeti üyesi olan züppe, vatan haini ve zübükten başka bir şey değildir. Yeter artık.

      Sil
    5. Tarih Yalanları ohhh sen zaten bir taraftasın belli bir şeye objektif yaklaşmıyorsun büyük ihtimal solcu görüşlüsündür.kesin verdiğim linke de bakmamışındır.bu yorumundan anlaşılıyor çünkü.ingiliz cemiyetine üye olanların çoğunluğu haİn değil ajandır.içten yıkmaya çalışmışlardır.Tarihe objektif bakan ve iyi araştıran kimseler bunu bilir.İskipli ye laf edecek seviyede değilsin admin.

      http://belgelerlegercektarih.com/2012/04/30/m-kemal-ataturkun-sapka-zulmu-ve-istiklal-mahkemesinde-asilan-alimler-hocalar/ bide buna bak hepsinde belge veriyor sana.

      Sil
    6. Beyefendi, ithamda bulunmak sizin erdeminizi gösterdi, o konuda bir şey söylememe gerek kalmadı sanıyorum. Verdiğiniz her türlü belge, söylediğiniz her sözü dikkatlice inceledim ve okudum emin olabilirsiniz. Ben solcu veya sağcı değilim, sadece vatanperverim.

      Her dönem kraldan çok kralcılar olmuştur, bugün de vardır. Bugün bir siyasi lider bir cümle kullansa onu dediğini tatbik edecek milyonlarca adam bulursunuz. Cumhurbaşkanlığı Sarayında eski Türk asker kıyafetleriyle nöbet tutmaya başlanınca, kraldan çok kralcılar sünnet düğünlerinde de eski Türk askerleri kıyafeti giymiş adamlara geçiş yaptırdı. Siz belgeli konuşmaya çalışan bir insansınız anladığım kadarıyla, size bir soru sordum; "Bana şapka takmadığı için asılan 10 kişinin ismini verebilir misiniz?" dedim. Cevap gelmedi. Gelemez çünkü şapka takmadığı için kimse asılmadı! Mesele derin, asıl siz objektif olursanız ve sadece bir internet sitesini kaynak olarak göstermekten vazgeçersiniz gerçeği görürsünüz.

      "ingiliz cemiyetine üye olanların çoğunluğu haİn değil ajandır." peki hain demeyelim İskilipli Atıf'a, ajan diyelim. "İslâm kilidinin anahtarını, İngiltere’nin güvenilir eline teslim etmekte, İslâm âlemi için hiçbir tehlike yoktur" diyen bir kişiye ister ajan de, ister hain benim için fark etmez. Saygılar

      Sil
    7. Tarih Yalanları Olay site değil .Kaynakları.Tek bir siteye göre karar vermeyeceksek senide fazla dinlememeliyim .
      Sana iftira attığım için üzgünüm sinirli günümdeydim.

      10 hoca söyleyeyim

      İdam edilenlerin kaçını biliyoruz sanki? Düzensiz idamlardı .Hepsi kayıt altına alınmadı isimlerin.

      Sil
    8. Şapka yüzünden asılma olayları tamamen hayal ürünüdür beyefendi. Tamamen ajitasyon yapılmak için uydurulmuş şeylerdir. Atatürk'ün yanında şapka takmamış birçok kişiyle resmi var, eşi halihazırda zaten kapalı bir kadın, keza annesi de tesettürlü. Şapka meselesi DP döneminde CHP'ye saldırı için uydurulmuş ardından abartılmış meselelerdir. Ayrıca Mustafa Kemal Atatürk'ün, dinle imanla uğraşacak kadar sığ ve aptal adam olmadığı kanaatindeyim.

      Atatürk döneminde yapılmış bir çok hata var, bu meseleleri konuşmak yerine bunlardan ders almak yerine, gidip şapka meselesini konuşuyoruz, yazık değil mi bu millete? Cumhuriyeti içine sindirememiş insanlarla konuşunca, hatalardan bahsetmeye başlayınca ilk sırada neden "şapka" meselesi ortaya atılıyor? Bu konuda konuşmak millete ne kazandıracak hemde uydurma bir konu olduğu halde. Bu sığ konulardan artık sıyrılmalı ve millete ve geleceğimiz için daha yararlı konular konuşmalıyız. Saygılar. Yorumlar için tekrar teşekkür ederim.

      Sil
  9. Doğru söylüyorsun dil bir milletin varlığının kanıtıdır ZATEN BİR MİLLETİ YOK ETMEK İÇİN DİLİNİ DEĞİŞTİRMEK ZARURETTİR

    YanıtlaSil
  10. Kesinlikle! O yüzden dilimiz ihya edildi, değiştirilmedi.İhya etmek için ise Arap alfabesinden bozma Fars Alfabesini değiştirmek gerekiyordu. Kullanılan alfabeyle(Fars alfabesi) gül/kül ayrımını bile yapılamazken, yazdığımızı okuyan insanlar haline geldik. Başkalarına kalsa Arapça'yı kabul etmek daha büyük bir işti ki bu da zaten olamazdı.

    "Bir misal olarak söylemek isterim: Benim çocukluğumda kültür sahibi adamlar, Türk dilinin kifayetsizliğinden, eksikliğinden meyus olarak bahsederlerdi ve bunun için cemiyet içinde hem Türkiye diye bir millet olarak Araptan ayrılığı kaldırmalıydık, hem de sağlam bir dile kavuşmak maksadıyla Arapçayı kabul etmeliydik, derlerdi. Yani vaktiyle devleti kurarken ve Türk dilini yaparken Arap dilini kabul etmek doğru olacaktı, görüşünü hararetle savunurlardı." Şükürler olsun, ucundan dönmüşüz.

    YanıtlaSil
  11. Örümcek kafalılar bir dönüp tarihlerine baksınlar ki bizim dilimiz neymiş? Göktürkler, Karahanlılar Arapça mı kullanıyormuş? Müslümanız diye Arapların her haltını kullanacak değiliz. Sen Orhun Yazıtları 'nı okuyabiliyor musun ki tutmuş dedelerimizin mezar taşını okuyamıyoruz diyorsun?

    Arapça hayranlığı olanlar Arabistan 'a gidebilirler.

    Yazı için teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Senin ceddin Latin mi peki Latin harfine hayranlık duyuyorsun. Fransa İngiltere sana kapıları açar. Yolcu edelim istersen ?

      Sil
    2. Benim ceddim Türk oğlum Türk ben Türk değil Müslümanım diyenlere ithaf olunur

      Sil
  12. çalgı çengi söylemek sizlerin işi, arapça konuşup yazabilen görmek istiyorsan yardımcı olurum. kabullenmene'de ihtiyacımız yok :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İslamcılar Yıllarca biz Türk değiliz Müslümanız diyodular.Şimdi yerli milli oldu akıllarınca itoğlu it dinciler

      Sil
  13. Harf inkilabının sayısız zararı ortada dururken doğrusu inönü'nün ne dediğinin pek önemi yok. Dolayısıyla siteyi açan beyhude çırpınıp durmuş. Sonra kendinden menkul saçma sapan, mantıksal temeli olmayan bahaneler üretmek için debelenmesi herhalde içinde bulunduğu acziyetin kendisini zorunlu olarak bu noktaya sürüklemesine bağlanabilir.

    meselenin eski yazının zor öğrenilmesiyle ilgisi yok. Zor olsaydı bile bu ilerlemeye engel teşkil etmezdi. Japon yazısının öğretilmesi ve öğrenilmesi bizim eski yazıya göre son derece güçtür. Japon çocukları bu yazıyı öğrenebilmek için insanüstü gayret gösterirler. Japon yazısı zekayı geliştirir. Geldikleri nokta ortada. Eski yazı lâtin yazısın­dan beş defa kısa olduğundan onunla bir metnin yazılması ve okunması zaman ve emek tasarrufu sağlar.

    İlerleme seçenekleriniz kusura bakmayın ama son derece gülünç. İlkokul mantığının ürünü gibi duruyor. Arap kültüründen kastedilen islami ilimlerdir. Yani kur'andır hadistir bu minvalde yazılan eserlerdir. Bunun arap sevicilikle değil dine bağlılıkla ilgisi vardır.

    Alfabe konusundaki cehaletinizi keşke ortaya saçmasaydınız. SanKi arap osmanlı ve fars alfabesi birbirinden tamamen ayrı ve farklı alfabelermiş gibi bir takım anlamsız şeyler yazmışsınız. %90 oranda müşterektirler. 3-5 harf ilave vardır o kadar.

    acizane tavsiyem burada kemalist inkilabın vahim sonuçlarına bahaneler, kıvırmalar, kılıflar üretmek için harcadığınız zihinsel enerjiyi faydalı alanlarda kullansaydınız doğru hareket etmiş olurdunuz.

    YanıtlaSil
  14. Önemsiz bir yazı demişsiniz ama cevap verme gereği duymuşsunuz, görünen o ki çırpınan sizsiniz. "Harf İnkılabının zararları ortadayken..." demişsiniz ama komik değil, görünen o ki espri anlayışımız da uyuşmuyor.

    Beyefendi veya Hanımefendi ezber konuşmuşsunuz hangi Işık Evinde hangi abiler size bunu öğretti bilmiyorum ama zehirlenmişsiniz, zehirlemişler sizi. Yazdığım yazıda eski yazının zorluğuyla alakalı cümle yok, siz gelmişsiniz "meselenin eski yazının zor öğrenilmesiyle ilgisi yok..." demişsiniz. İlgisi var fakat konumuz o değil, konu İsmet İnönü'nün ağzından söylenmiş gibi yazılan yazılar, sözler.

    Verdiğiniz Japonca örneği bile konudan ne kadar uzak olduğunuzu, konuya tamamen ideolojik baktığınızın göstergesidir. Japon Alfabesi, Japonca ile beraber doğmuştur. Japon Alfabesi zaten Japonca'nın alfabesidir, Japonların milli alfabesidir, aynı durum Çince için de geçerlidir. Arap ya da Fars alfabesi bizim yani Türklerin milli alfabesi değildir.

    Arap alfabesi ile Fars alfabesi aynı değildir. Dediğiniz gibi Fars Alfabesinde fazladan harf vardır ve bu harfler "sesli"(burası önemli!) harftir. Bu da demektir ki farklılıklar var, farklılık varsa aynı alfabe diyemeyiz. Osmanlı'nın Arap alfabesinin kullanmayıp Fars alfabesini kullanmasının önemini anladığınız gün Harf İnkılabını anlamaya daha da yaklaşacaksınız diye umuyorum.

    Bakınız, şimdi aklıma gelen basit bir örnek vereyim; Farsça alfabede kelimeler büyük ya da küçük harfle başlamaz. Bu bize terstir çünkü bizde genellikle kişilere verilen isimler, İngilizcede olduğu gibi uydurulmaz ya da Arapçada olduğu gibi sadece kişi ismi olmaz. Örneğin bizde Şahin, Doğan, Umut, Gül gibi isimler vardır. Büyük küçük harf olmayan bir alfabede bunların kişi olduğunu nasıl belirteceksiniz, eğer ben "şahin" yazarsam benim kuştan bahsettiğimi, "Şahin" yazarsam birisinden bahsettiğimi anlarsınız. İşte en basitinden bu durum bile Türkçe isimlerin kullanılmasını engellemiştir. Fars alfabesi bizi Araplaştırmıştır, bakın İslamlaşmak başka fakat İslam adı altında Arap kültürünü almak başkadır. Bu İnkılab sayesinde Arap kültüründen uzaklaştık ki bu İslam kültürü demek değildir, İslam kültürü Fars, Orta Asya, Arabistan, Pakistan vs hepsinin toplamıdır. Şuanda da Türkler ve Anadolu kültürü, İslam dünyasının bir parçasıdır, bu kültürün kalbindedir, bu konuda da herhangi bir şikayet yok zaten.

    Acizane benim de size bir öneride bulunmama izin verin ve lütfen Kemalist devrimini eleştirirken de putperestlerde olan anlayıştan sıyrılarak, ya beyaz ya siyah demeden, ya tamamen iyi olmalı ya da tamamen kötü olmalı anlayışından vazgeçerek yapıcı eleştirilerde bulunun. Bunu karşılıklı edep içinde yapalım ki milletimiz daha güzel günler görsün. Teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. "Özel isimler büyük harflerle başlar bu yüzden Arap ya da Fars alfabesi bize uymaz" tezine çok güldüm. :))))
      Sanki 600 yıl boyunca bu isimler Osmanlıca olarak kullanılmamış da unutulmuş gibi. Hay Allah ya! Hâlâ gülüyorum. Kardeşim önce bir diller üzerine birkaç kitap karıştır, sonra git Osmanlıca öğren bir de üstüne Arapça gramer. Sonra yazarsın buraya. Bak yine aklıma geldi: Şahin, Kartal... :)))

      Sil
    2. He kardeş, Latince geldi bir gecede cahil kaldık, dedenin mezar taşı falan filan he.. Çok güldün biraz da düşün.

      Sil
    3. Dinci bu söyler ,atar,tutar

      Sil
  15. Harf inkılabının zararları bir vakıadır ve üzerine onlarca kitap makale yazılmıştır. Onlara bir göz atmadan ezberden konuşmamanız uygun olur.

    Biz de diyoruz ki inönü bazı çevrelerin iddia ettiği gibi bir söz söylemediyse bu durum harf inkilabı sonucunda ortaya çıkan olumsuzlukları pişmanlıkları affettirir mi??!! Söylemden çok eyleme bakmak gerekir.

    Alfabe konusunda yazdıklarınız mantıksal tutarlılığı olmayan doğru bilgi de vermeyen sırf yoruma dayanıyor. 1928’de Latin yazısına geçilmesi ve bin yıllık yazının yasaklanması kültürümüzde, kimliğimizde ve toplumsal hafızamızda telafisi imkansız kopukluklara sebebiyet vermiştir.
    Latin alfabesi lisanımıza uygun değildir. Latin alfabesi millî alfabemiz değildir, adı üstünde Latindir. arap alfabesine dayanan osmanlıca millî yazımızdır, çünkü bin yıldan fazla kullanılmış ve bizim olmuştur. Bir millet, okunduğu gibi yazılan, yazıldığı gibi okunan kolay bir alfabe ile dejenere olur.
    Japonların, Çinlilerin gücü, yazılarının çok zor olmasından ileri gelmektedir. Onların çocukları bu zor, çetrefil, karmaşık yazıyı öğrenmek için büyük bir gayret ve cehd sarf etmekte ve zekaları gelişerek bir tür kültür komandosu olarak yetişmektedir. İngilizlerin gücü ve üstünlüğü, İngilizcenin yazılışı ile okunuşunu arasındaki büyük farkta ve zorluklardadır.

    Latin yazısı artık bir realitedir. Bu realiteyi kabul etmemiz gerekir. Lakin, Türkiye Müslümanları mutlaka ve mutlaka bin küsur yıllık İslam Kur’an yazısı ile Türkçe okuyabilmeli, yazabilmelidir. Bugünkü kopukluk ile geleceğimiz karanlıktır. Atalarının dedelerinin mezar taşlarındaki Türkçe ibareleri bile okuyamayan cahiller için istikbal yoktur.

    Osmanlıca; Türklerin yüzyıllar boyunca geliştirdikleri özgün bir dildir. Hem Arapçadan hem Farsçadan faydalanmış ama ikisi de olmamıştır. Gelecekle geçmiş arasındaki köprüyü sağlam kurabilmenin yolu, Osmanlı Türkçesini okuyup anlayabilmekten geçmektedir. Millî kültürümüzün temelini oluşturan eserlerimizin hemen hemen tamamı, Osmanlıca’yla yazılmıştır. Hâlbuki yeni neslimiz, dedesinden kalmış bir kitap veya eski bir tapu senedinin, bir paranın, bir çeşme kitabesi, tarihî bir çarşı girişi ya da belki her gün altından geçtiği üniversite giriş kapısında yazılı olan Osmanlıca metnini okuyamadığı gibi, gerek ne manaya geldiği, gerekse estetik zevkini yudumlama imkânından mahrumdur.

    Siz sadece araplaşmak sözcüğünü ezbere söyleyerek slogan olarak kullanıyor içini dolduramıyorsunuz. osmanlı sanki sırf arabistana hakimdi de arap kültüründen etkilenerek araplaştı. araplaştığına misal olarak osmanlı insanının hayatında olan kaç tane arap geleneği göreneği sayabilirsiniz. örnek diye verdiğiniz gerçekten komik. Bir kelimeden özel isim mi yoksa cins isim mi kastedildiğini anlamak için o kelimenin öncesi veya sonrasına bakmak yeterlidir. Osmanlı büyük bir İmparatorluktu. İçinde Türklerle birlikte bir çok millet arap yarımadasıyla beraber pek çok coğrafya barınmaktaydı. Osmanlı İslam ın lideri; koruyucusuydu. Zorunlu olarak da özellikle Müslümanlara hitap edecek dile ihtiyaç vardı. Arapça ve Farsça nın büyük etkileriyle Osmanlı türkçesi gelişti. Anadolu kültüründen bahsetmişsiniz harf devrimi de o kültüre şiddetli darbe indirmiştir haberiniz olsun. neyse siz bence dil meselesine adil yaklaşan birkaç kitap okuyun ondan sonra gelin burada çok bilmiş yorumlar yapın.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dinciler sadece Müslümanız dkyonuz ayıptır başka bir şeylerde olun arada mesela insan olun arada

      Sil
  16. Yorum için teşekkür ederim. Harf Devriminin zararının olduğu ya da olmadığı fikri bakış açınıza göre değişir. Bir konuda hangisinin daha yararlı olup olmadığı iyi ve kötü yanlarına bakılarak karar verilir. Türkçe için Fars-Arap alfabesinin kullanılmasının iyi sonuçlar vermediği geçte olsa anlaşılmış ki, alfabe değişimi konusu 1861 döneminde Sultan Abdülaziz döneminde konu edilmiştir, yarı gerçek-yarı uydurma(güvenirliği az) olan Sultan 2. Abdülhamit'in günlüklerinde Latin alfabesinin tartışıldığı hatta bu konuya sıcak baktığını 2. Abdülhamit söylüyor. Gelgelim Enver Paşa'nın yapmış olduğu yazım değişikliğini(Enveriye ya da Huruf-u Munfasıla) de bu çalışmaların bir sonucu olarak görmelisiniz. Osmanlı 1861'den 1913'e kadar zaten harf konusu tartışmıştır, fakat ilk adım Enver Paşa'dan gelebilmiştir.

    Yorumunuzda yazdığınız "Harf ne kadar zor olursa, o kadar iyidir", "Bir millet, okunduğu gibi yazılan, yazıldığı gibi okunan kolay bir alfabe ile dejenere olur." cümleleri saçmalığın dik alasıdır. Latince ve İtalyanca yazıldığı gibi okunan dillerdir. Latince neden bilim dili oldu? Cevabını verebilirsin bence. Bugünkü hukuk, bilim ve sanatın temelini atan Roma İmparatorluğu'nun resmi dili Latincedir, hatırlatırım.

    "Harf devriminin yapılması geçmişle kopukluk yarattı.", "Dedemizin mezar taşlarını okuyamıyoruz." gibi klişeler artık tutmuyor anlayın şunu, ya hu o mezar taşını acaba deden okuyabiliyor muydu? Zaten Okuma yazma oranı ortada. Bir de gelmişsin milli kültürümüzü oluşturan eserlerimiz Osmanlıca ile yazılmış diyorsun bir tane örnek verir misin acaba? 1727-1830 arası yazılan kitap sayısı "80" dir. Dini kitapların sayısı da bir o kadar ki bunların büyük çoğunluğu tercüme ya da temize geçmedir.

    Ben Araplaşma sözünü bilerek kullanıyorum. Çünkü İsmet İnönü'nün dediği gibi "Türkçeyi atalım, Arapçayı alalım" diyen "alimler" vardı. Siz halkın Saray dili Osmanlıcayı anladığını mı sanıyorsunuz? O kadar hazin ki, evraklarda en basitinden "yok" kelimesi yazılmamıştır, halk konuşurken "yok" diyor evraklarda "na-mevcut"(mevcut olmayan) yazılıyor. "İt" ve "At" gibi Türkçe kelimeler alfabenin yetersizliğinden "köpek" ve "beygir" oldu. Birçok örnek var ama bahsetmeye gerek yok. Size iki önerim var; 1- İnternette Osmanlıca dersleri var onlara başlayın ya da en sağlıklısı belediyelerin açtığı kurslara gidin, Osmanlıca yazıyı okuma kıvamına gelmeniz, 2-3 haftayı bulacaktır. Bundan sonra gidin dedenizin mezar taşını okuyun, bu kadar basit. 2- Devrimlerle barışın, devrimlerde art niyet aramayın. Bu devrimler bir gecede konuşulmuş, kararlaştırılmış devrimler değildir.

    Tartışmayı da uzatmanın bir anlamı yok bence. Teşekkürler.

    YanıtlaSil
  17. Son yorumunuzla işinize gelmeyen hususları anlamamazlığa vurduğunuzu görmezlikten geldiğinizi ispat etmişsiniz. cevabını veremediğiniz (yada daha kılıf uyduramadığınız mı demeliyim) meselelerde böyle davranıyor ve bu taktiğiniz sırıtmasın diye konuyu dağıtıyorsunuz.

    İster kabul edin ister etmeyin gerçek değişmez. O da harf inkilabıyla beraber diğer inkilapların bu millete bu dine bu coğrafyaya büyük ve telafisi imkansız darbeler indirdiğidir. şu uğraştığınız şeye bak: inönü böyle bir yorum yaptı mı yapmadı mı:) yani ortada harf inkilabı yapmanın dangalaklık ahmaklık, zararının kitap hacminde liste oluşturacak kadar çok olduğunun anlaşılması gibi tarihi bir gerçek varken inönü sizin dediğiniz gibi konuşmuş olsa ne olacak çok merak ediyorum. her şey düzelecek mi! bırakın bu fuzuli uğraşları. bu sitede hem kendinizi hem de üç beş cahil insanı kandırıyorsunuz. görüşlerinize aykırı fikirlere karşı otomatik savunma mekanizması modundan çıkın ön yargılardan kurtulun hakikate açık olun saplanıp kaldığınız asabiyet çukurlarından çıkın.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Başörtüsü sorunu var mıydı 1990 lara kadar yok zaten doğru düzgün bayan memur yok idi bunu sorun yapan zorlamalarla İslamcılar yalan mı? Başörtülü memur yokmuş vaybe yok yav ama tarih böyle bir şey yapmıyor 1990 lardan önce böyle genel bir tartışma yok denecek kadar az ama İslamcı bu şimdi türbanlı polis,asker bile var yalanı toplum mühendisliğinin kralını İslamcılar yapıyor yalan mı?🤐

      Sil
  18. Bu yazı, sizin gibi düşünen mahlukatların kendi yalanlarını başka yalanlar ve uydurmalar kullanarak gerçekmiş gibi yansıtmaya çalıştığını ortaya koyuyor.
    Kitaptaki sayfanın hiçbir yerinde "İslam" kelimesi geçmezken, "Arap" kelimesinin yanına bir kelime ekleyerek(İslam), hemen "bakın İslam düşmanı bunlar" dedirtmeyi amaçlayan şeytanın evlatları, yalanlarını pazarlarken Allah lafzını kullanmaktan da geri durmuyor ve bu sadece bir tanesi.

    Size gelirsek, yok Harf İnkılabı gereksizmiş, yok darbe indirmişmiş. Otomatik savunmaya geçen sizsiniz farkında değilsiniz. Onlarca zararı oldu diyorsunuz verdiğiniz örnek "Dedelerimizin mezar taşlarını okuyamıyoruz"dan öteye gidemiyor. Acz içindesin. İşinize gelmeyen hususları görmezden gelen de sizsiniz, benim yorumlarımın hepsi cevap niteliğinde ama sizinkiler kustuğunuz safradan başka bir şey değil. Abdülaziz'den örnek veriyorum, Osmanlı'dan örnek veriyorum, "Huruf-u Munfasıla" diyorum fakat beyin gereksiz şeylerle dolu olduğu için almıyor, bünye gerçekleri kabul etmiyor. Anlamanız için gerçek hayattan, Arap harflerinin Türkçe'ye yetersiz olduğundan, bu harflerle adam akıllı bilimsel bir kitap ortaya konulamamasından bahsediyorum fakat heyhat beyin hücreleri ölmüş. Latin Alfabesini saraya öneren Azeri vatandaşa Mecidiye Nişanı neden takıldı? :) Bi' araştırın bence.

    Anca laf salatası yapmışsınız, gerçekler değişmezmiş de falanmış filanmış, Harf İnkılabı gerekliydi ve yapıldı, %100 de başarılı oldu. Bu size batıyor zorunuza gidiyor, gitmeye de devam etsin. Harf konusunu İslam meselesi haline getiren siz cahiller, Din'e en büyük zararı veriyorsunuz. Anadolu'da Türk köylerinde hutbeleri bile Arapça okutan sizin gibi Arap sevicilerini engelledi bu devrim, dedelerin bundan rahatsızdı senin de beynini yıkamışlar dolayısıyla sen de rahatsızsın.

    Bundan sonraki yorumlarında belge, en basitinden bir örnek dahi olmazsa yorumunu sileceğim. Gereksiz yere sayfayı ezberlerinle doldurmana izin vermeyeceğim, bilgin olsun. Eyvallah.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Lütfen bu tarz yazılar yazmaya devam edin sayenizde aklımdaki bütün çelişkiler bütün bilmediklerimi öğrendim
      teşekkür ederim

      Sil
    2. Bu ülkede 1920 _1990 arası başörtülü memur tartışma sı hiç yaşanmadı millet kâfir mıydı ? Amma İslamcılar iyice güçlenip organize olunca devlete meydan okumaya onu ele geçirip değiştirmeye başladılar halis gerçek budur yoksa bırakın Chp yi DP veya MHP gibi partilere de oy çıkmaz bu namussuzlardan

      Sil
  19. Merhaba, ben suna takıldım aslında, Çanakkale'de 250bin cephede 150 bin hastanelerde şehid verdik ve Bu savaş bizim tüm yetişmiş genclerimizdi, durum bu ahvalde iken,zaten tüm eğitimli insanlar savaşa şehit olmuş iken birde üstüne hiç anlaşılmayan bilinmeyen bir dili getirirseniz, zaten egitim zor durumda iken birgün de insanlar cahil olmadimi, üst kademe bile günlük işleri iki dilde yazmaya çalışarak işleri yürütmeye calismasi, bunu gösteriyor Devlet kademesinde. Eskiye dokunmadan yumuşak bir geçiş ile bu yapılabilirdi. Biz 1000 yıllık tarihi kendi adima okuyamamis, olmam acı değilmi. Neden benim yerime Murat Bardakçı veya ilahiyat okuyor aslından bu acı degilmi.. neyi savunuyo4sunuz anlamak mümkün degil. Mezar taşı okumak işin magazin kısmı ancak ben neden 1000yildir, okuyabildigim şeyi 100 yildir okuyamiyorum, tarihim bunla dokunduğu halde.. sıkıntı bu. Yabancılar bizden daha iyi biliyor bizim tarihi. Entellektüel düzeyde haklı olsanız bile halk düzleminde baktığınızda olay hiçe dediğiniz gibi degil. Bu işin uzmanları bile bunun yanlış yapıldığını 1000lerce kez soyledi. Yapılan yanlıştı türkçe olabilirdi ama eskiye dokunmadan,.. bende bugün ortadoğu ile ilişkili daha sıkı tutabilecektim, dini kimseden öğrenme durumuna gotmeyecektim, din olarak kandirilmayacaktim, müslümanlık ile taclanmis olan Türklüğü daha cok pekiştirir halde olacaktim. Türkçenin olmasına mani degildi bu. Yanlış yapıldı yahu bugün kuş dili bile bilinsin dil dildir diyoruz siz kaldırım muhteşem bir kelime hanesine sahip olan Osmanlıca ve Arapçayi, 1 günde siliyorsunuz, akıl Alacak gibi degil. Bu tamamen turklerin dininden koparılan için yapılmış bir İngiliz oyunudur. Teşekkür ederim..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tamer Bey yorumunuz için teşekkür ederim. Maddeler halinde cevap vereyim isterseniz.

      1-) Öncelikle Çanakkale'de birçok eğitimli gencimizi kaybettiğimiz doğrudur fakat bunları 100 binlerle ifade edemeyiz. Şehit düşen askerlerimizin hepsini okur-yazar kabul etmek doğru değil.

      2-) Değiştirilen dil değildir, değiştirilen alfabedir. Dil halihazırda zaten Türkçedir, kullanılan alfabe ise Fars alfabesidir. "Bir günde cahil olmak" cümlesi çok saçma beyefendi, Azerbaycan 2003 yılında Kiril alfabesinden Latin Alfabesine geçti, cahil mi kaldılar? Böyle saçma bir şey olmaz. Halihazırda Osmanlıca yazışmalar devam etti zaten. Yani Osmanlıca bilen yine osmanlıcayı kullandı(Örneğin; Fevzi Çakmak Paşa)

      3-) 1000 yıllık tarihi okuyabilen babayiğit yok zaten. Osmanlıca uzmanlık isteyen bir iştir. Hakkıyla Osmanlıca bilmek için biraz Farsça, biraz Arapça bilmek şarttır. En önce ve önemlisiyse Türkçeyi iyi bilmek gerekir. 15 dakikada bir harfi öğrenemezsiniz. Osmanlıcada 18 çeşit yazı türü var. Hangisini öğreneceksiniz? Divane mi, rik'a mı, talik mi, sülüs mü, kufi mi? Örneğin; Mezar taşı kufi, talik, sülüs ya da girift hatlardan biriyle yazılmış olabilir. Bunlardan birini bilmiyorsanız yine okuyamazsınız. İşte uzmanlık isteyen iş dememin nedeni de budur. Ayrıca İlahiyat'dan mezun olanların bunları okuyabildiğini inanıyorsanız, büyük yanılgı içindesiniz.

      4-) Osmanlı dili ile Latin Alfabesinin de karıştırılmaması gerekir. Sokaktaki insanlar zaten "billûr piyaleden mey içelim" gibi laflar etmiyorlardı, kanuni yazışmaları okusalar dahi anlamalarına imkan yoktu. Çünkü yazışmalar çok fazla Arapça kelime içermekteydi ve tabii ki halkın dili Türkçe olduğundan anlamıyorlardı. Türkülerimize bir bakalım, Arapça kökenli kaç kelime çıkar içlerinden? Sadece resmi islerde ve edebiyatta kullanılan Arapça kelimeleri doğru yazabilmek için ne diye Arap alfabesi kullanalım ki? Türkçemizin 3 adet "h" sesine ihtiyacı mı vardı? Niye "ğ" harfi esirgendi de onu başka harflerde aradık? o, u, ö, ü neredeydi? iki tane "s", iki tane "n", iki tane "z" niye yıllarca dayatıldı durdu? niye "mustafa" yerine "mstfy", "iki" yerine "iyky", "onunki" yerine "evnkkh" yazdık yuzyıllarca? Bu soruları cevapladığınız an kafanızdaki soru işaretleri kalkacaktır. Ayrıca Osmanlı'nın esas aldığı Arapçada 28 harf bulunurken Osmanlı alfabesi 31 harften oluşuyor. Ancak bu harflerin kelimenin başında, ortasında ve sonunda yazılışları ise farklılaşıyor. Böyle olunca da Osmanlıcayı okuyabilmek için 93 harf ezberlemek de gerekiyor, bunu da unutmamak lazım.

      5-) Osmanlı tarihi uzmanlarının yabancılardan oluşmasının(özellikle Avrupa) sebebi eğitimdir. O adamlar Osmanlıca'dan önce Arapça, Farsça, Türkçe öğreniyor sonra Osmanlı arşivine giriyor. Mesela hiç Arap Osmanlı Tarihçisi var mı tanıdığınız? Bunun sebebi nedir sizce?

      6-) Alfabe meselesini dine bağlamak kusura bakmayın cahilliğin dik alasıdır. Beyefendi, Osmanlıca dediğiniz dil "Türkçe"dir. Oturup Arap'la Acem'le sohbet edemezsiniz. Osmanlıca yazıyı, Araplar okusalar bile anlayamazlar, aynı şekilde Osmanlıca bilen adam da Arapça anlayamaz. Ayrıca Osmanlıca bilen Kuran'ı "anlayamaz". Kuran'ı anlamak için Klasik Arapça bilmek gerekir. Konu din meselesi değil, çıkarın şunu aklınızdan.

      Sil
    2. Kullanılan alfabe Fars diyip duruyorsun... Osmanlı Türkçesinin alfabesi 27 Arap alfabesi 3 Fars alfabesi 2 Osmanlı alfabesinden oluşur. Kur'an'ı Kerim dahi Arapça, Türk olmayı kenara bırak. Bir Müslüman olarak cevap ver. Madem Müslümansın, Arapça niye batıyor sizlere Allah'ın kelamı değil mi arkadaşım?

      Sil
    3. Yani 5 tane ayrı alfabe olduğunu söylüyorsun öyle mi? Vah bizim başımıza gelenler!
      Beyefendi, Arapça bir tarafıma batmıyor. Dilimize uygun değil ya hu! Ayrıca Arapça dili ya da alfabesi Allah'ın kelamı değildir! Allah'a iftira atma, terbiyesiz herif. Allah, Türkçe bilmiyor mu? Allah melekleriyle Arapça mı konuşuyor, yani saçma sapan cümleler kurduruyorsunuz bana, Tövbe.

      Sil
    4. 27 Arap alfabesi demişsin bir de, özür dilerim. 32 oldu!

      Sil
  20. İnonu bir sürü laf salatası ile Aslında gayet güzel anlatmış niyeti Kültürü Arap kulturu etkisinden kurtarmak diye. Be hey zavallı Arap kulturu etkisi ne demek? Arap kültürünün temeli felsefesi İslama ve Kurana dayanır. Yoksa sosyolojik anlamda Tüm. Osmanlı tarihi boyunca Arapların hangi kulturel etkisi bize bulaşmış? Hala örf ve adetlerimiz taa orta Asya geleneklerinden geldiği gibi devm bir ediyor. Ayrıca neden Japonya cin israil ve torunu.olduğunuz yunanlılar yuzyillar geçmesine rağmen hala aynı ve farklı alfabelerini kullanıyorlar?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumunuz için teşekkür ederim. Beyefendi, takdir ederseniz ki Cumhuriyet Devrimi milliyetçi bir devrimdir, dolayısıyla "Arap kültüründen kopmak" argümanını öne sunmalarını ve bu argümanı motivasyon kaynağı yapmaları pek tabiidir. Bu yazıda sırf eleştirmek için yapılan iftiraya cevap verilmiştir, minder dışına çıkıp İslam kelimesini "ekleme" yaparak, algı yaratılmaya çalışılmıştır. Yapılanlar hoşunuza gitmese bile iftira atarak ve yalan söyleyerek dert anlatılamaz sadece komik duruma düşülür kanaatindeyim.

      Arapların birçok kültürü bize bulaşmıştır. Bunun en güzel örneği; kara çarşaftır. 1800'lerin sonuna kadar Anadolu'da kara çarşaf görülmemiştir. Ben hiç Anadolu'da tarlada çalışan bir kara çarşaflı görmedim ya da örneğin Osman Bey'in karısı kara çarşaflı mıydı? Hiç sanmıyorum! Örnekler çoğaltılabilir.

      Öncelikle ben Yunan değilim! Olsaydım da saklamazdım zaten, ama unutmayın ki bu söz tamamen ırkçı bir sözdür, sizi tenkit ediyorum. Ayrıca Arap Kültürü'nün temeli İslam ve Kur'an'a dayanmaz üzgünüm, tabii ki etkilenmiştir fakat temeli değildir!

      Japonca, Çince, İbranice gibi diller doğduğunda beraberinde alfabesini de doğurmuştur. Çin alfabesi Çince'ye özgü bir alfabedir ya da Kanji, Japonca'ya özgü bir alfabedir. Fakat Arap alfabesi Türkçe'ye özgü bir alfabe değildir. Arap alfabesiyle yazılan Türkçe'ye sanki başka bir dilmiş gibi "Osmanlıca" denmesinin sebebi; bir çok Türkçe kelimenin bu alfabeyle yazılamamasından kaynaklanır. "At"ın beygir olmasının nedeni, "it"in köpek olmasının nedeni, "yok" yerine na-mevcut yazılmasının ve daha sonra böyle söylenmesinin nedeni işte budur. Bu konuda çok şey söylendi, üstteki yorumda da bir şeyler yazdım araştırıp okuyabilirsiniz. Eyvalllah.

      Sil
    2. Latife hanımın resimlerine bakarsanız .Kara çarşafı görürsünüz.

      Sil
    3. Ne yapalım herkes çarşaf mı gitsin herkes

      Sil
  21. Doğru tarafta onursal yerini almak isteyen birinin illâ Sn.ERDOĞAN'a biât etmesi gerekmemektedir. Şu Marx-bilimsel gerçekliğin tam idrâki içinde İSMET İNÖNÜ'e biât etmesi de yeterlidir: Neo-Tanzimatçılık yolunu 1946 yılında İnönü açmıştır. Yola bilahare Menderes ve Ecevit'in döktükleri molozlar da KEMAL DERViŞ buldozeri ile kaldırılmıştır. Sn.Derviş Pembeköşk Sitesi'nde ikamet ederdi. Sn.ERDOĞAN'ın yürümekte olduğu nurlu-füruğlu yol İNÖNÜ yoludur.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Fikrinizi paylaştığınız için teşekkürler de, yazıyla alakası nedir acaba?

      Sil
    2. Konuyla alakası elbette uzaktandır. Amacım, dikkatleri, Fidel Kastro'nun Türkiye mümessili gibi gösterilen İNÖNÜ hakkında az bilinenlere ve asıl bilinmesi gereklere çekmekti. SAYGILAR..

      Sil
  22. At kafası o gösterdigin 1.cilt. 2.ciltin 223.sayfasında yazıyo bunlar

    YanıtlaSil
  23. birisi demiş şapkladan asılan yoktur diye halbuki siszn yalanlarınzıı tbmm çökertiyor kaynak https://acikerisim.tbmm.gov.tr/xmlui/handle/11543/3139 siteye girdkten sonra ANKARA2_CILT 1.pdf buna bas sonra pdfi indir pdfi aç sponra ctrl f ye bas oraya Şapka Kanununa Muhalefet Davasında Yargılananlardan Öne Çıkan İsimler yaz kendi gözünle gör

    YanıtlaSil
  24. birisi demiş şapkladan asılan yoktur diye halbuki siszn yalanlarınzıı tbmm çökertiyor
    https://acikerisim.tbmm.gov.tr/xmlui/handle/11543/3139 siteye girdkten sonra ANKARA2_CILT 1. pdf buna bas sonra pdfi indir pdfi aç sponra ctrl f ye bas oraya
    Şapka
    İktisası Hakkında Kanun’un çıkarılmasıyla memleket genelinde hükümete karşı oluşan tepki ve
    protestolar üzerine İkinci Dönem Ankara İstiklal Mahkemesi bu hareketleri Cumhuriyet’e karşı
    yapılan ayaklanma teşebbüsleri şeklinde algılayarak Ankara’da ve olayların vuku bulduğu Sivas,
    Tokat, Erzurum, Rize ile Giresun gibi bazı yerlerde gezici olarak yargılamalar yapmıştır.

    YanıtlaSil
  25. Admin Sana ulaşabileceğim yer var mı? Esenlikler...

    YanıtlaSil
  26. İslam ne dil nede ırk nede harf e düşmandır çünkü ALLAH 'ın kanunu böyle!.ne kadar dil bilirsen okadar iyi !bir insanın harf düşmanlığı varsa O insanda bir hastalık bir sorun bir plan vardır!..Tartışmaya gerek yok ingilizler'ın kurduğu bir ülke de yaşamak putlara tazim de bulunmak !..Herşey bi tarafa Alemlere Rahmet olarak indirilen Kur 'an nizamini ve Alemlere Rahmet olarak gönderilen seçilen Muhammed s.a.v terk etmek düşman 'ın yolundan gitmek ne büyük bir hüsran ne kötü bir son .kendinizi ve ailenizi insanlari kandırmayın Hükümlerini kaldırdığımız tanımadığınız YÜCE RABBİMİZ ALLAH a doğru gidiyorsunuz öncekiler gibi ve kurtuluş yok hesaba duracaksınız mahşerde

    YanıtlaSil